Suriye ve Lübnan arasında derin bağlar
Suriye’de yaşanan değişimler ışığında, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geleceği üzerine sorular yeniden gündeme geliyor. Coğrafi ve siyasi olarak derin bir şekilde birbirine bağlı olan bu iki ülke, tarih boyunca yaşanan dönüşümlerden birbirini doğrudan etkiledi. Siyasi ve ekonomik krizlerden, Suriye iç savaşına ve uluslararası yaptırımlara kadar birçok olay Lübnan’ı da etkiledi.
İki ülke arasındaki ilişki yeni bir olgu değil; tarih boyunca süreklilik göstermiş ve zaman zaman “yaşam hattı” olarak tanımlanmıştır. Ancak Lübnanlılar arasında Suriye’ye yönelik farklı bakış açıları bulunuyor. Kimileri için Suriye, coğrafi ve stratejik olarak direnişin bir uzantısı olarak görülürken, kimileri için ise özellikle 2005 yılına kadar süren Suriye vesayeti döneminde Lübnan’ın karar mekanizmalarına müdahale eden bir güç olarak algılanmıştır.
REKLAMSuriye ile Lübnan arasında ekonomik bağlar
İki ülke arasında farklı özelliklere sahip ekonomik yapılar bir arada varlık gösterdi. Halep, Humus ve Şam’dan gelen Suriyeli tüccarların Lübnan’dan mallar ithal ettiği, gayri resmi yollarla bu malları kaçırdığı ve Lübnan bankalarını serbestçe para transferi yapmak ve tasarruflarını yüksek faiz oranlarından faydalanmak için kullandığı biliniyor. Öte yandan, Lübnan’ın doğusundaki Bekaa ve Akkar bölgelerindeki yoksul ve orta sınıf aileler, Suriye pazarlarında daha uygun fiyatlı ürünlere erişim sağlıyordu.
Suriye’deki değişimin etkileri
Suriye’deki rejim değişikliğiyle birlikte, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin nasıl şekilleneceği konusunda belirsizlikler var. Suriye, Lübnan’ın Irak, Ürdün ve Körfez ülkelerine kara yoluyla ulaşımında tek kapısı olmaya devam edecek mi? Yoksa yeni siyasi ve ekonomik öncelikler bu ilişkiyi değiştirecek mi?
Lübnanlı bağımsız bir çalışma grubunun üyesi Münir Yunus, Habertürk’e yaptığı açıklamada, “Lübnan ve Suriye arasında iki tür ticaret var: Resmi sınır kapılarından yapılan ticaret ve onlarca gayri resmi sınırdan yapılan kaçakçılık. Sınır ticareti, yıllık 100 milyon ile 400 milyon dolar arasında değişiyor,” dedi.
Yeni rejimin ekonomik yaklaşımı
Yunus, kaçakçılığın önlenmesi halinde bu ticaret hacminin artacağını belirtirken, yeni rejimin ekonomiyi liberalleştirme eğiliminde olduğunu, bu durumun kaçakçılığın devam edip etmeyeceği konusunda soru işaretleri yarattığını vurguladı. Yunus ayrıca, “Sezar Yasası” yaptırımlarının hala yürürlükte olduğunu, ancak bu yaptırımların kaldırılması halinde Lübnan’ın bundan etkileneceğini ifade etti.
REKLAM
Yeni rejimin Türkiye ile ekonomik işbirliğini artırması durumunda, Lübnan’a olan bağımlılığın azalacağını ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin düşebileceğini belirtti. Yunus, Esad rejiminin ekonomiyi kontrol altında tuttuğunu, ancak yeni rejimin Türkiye modeline daha yakın bir yapı sergileyebileceğini ve bunun da Suriye ile Türkiye arasında serbest ticaretin yolunu açabileceğini söyledi.
Lübnan ve Suriye arasında ticari dengesizlikler
Lübnan’daki ekonomik kuruluşlar, geçmişte ticaret anlaşmalarının Suriye lehine olduğunu belirterek bu anlaşmaların gözden geçirilmesini talep ediyor. Yunus, yeni rejimle birlikte bu anlaşmaların yeniden ele alınması gerektiğini vurguladı.
Yunus, yaptırımların kaldırılması ve Suriyeli zenginlerin ülkelerine dönmesi durumunda, Türk-Suriye işbirliğinin de katkısıyla Suriye ekonomisinin hızla Lübnan ekonomisini geride bırakabileceğini belirtti. Suriye’nin yeniden üretken bir ekonomi haline gelerek yerel piyasaları tatmin edebileceğini ve ihracata yönelebileceğini ifade etti.
İş gücü sorunları ve yeniden yapılanma süreci
Yunus, Suriye’nin yeniden yapılanma sürecinin uluslararası destekle başlaması durumunda Suriyelilerin bir kısmının ülkelerine dönebileceğini, ancak bunun Lübnan için bir sorun teşkil edeceğini belirtti. Tarım, inşaat ve restoran gibi sektörlerde Suriyeli işçilere bağımlı olan Lübnan’ın, iş gücü kaybı nedeniyle maliyet artışları yaşayabileceğini söyledi.
Ekonomik ilişkilerde denge ihtiyacı
Lübnan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nikola Şemas ise Suriye’deki değişimlerin Lübnan için yeni fırsatlar yaratabileceğini, ancak her iki tarafın da bu değişimleri akıllıca yönetmesi gerektiğini söyledi. Şemas, geçmişte Lübnan ürünlerinin Suriye üzerinden Körfez ülkelerine taşındığını ve bu ticaretin yeniden canlanmasının bölge ekonomisi için büyük bir potansiyel oluşturabileceğini ifade etti.
Suriye’deki değişimler, Lübnan ile olan ekonomik ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısını aralıyor. İki ülkenin coğrafi ve ekonomik bağı, mevcut zorluklara rağmen, gelecekte bölgesel işbirliğinin güçlenmesine olanak sağlayabilir. Bu süreç, tarafların doğru adımları atmasına ve karşılıklı çıkarları gözetmesine bağlı olacaktır.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
29 Aralık 2024SPOR
29 Aralık 2024GÜNDEM
29 Aralık 2024SPOR
29 Aralık 2024SPOR
29 Aralık 2024GÜNDEM
29 Aralık 2024GÜNDEM
29 Aralık 2024