Sahte olmayan ne kaldı?
Sosyal medyada karşıma çıkan hikaye hem ibret, hem de dehşet vericiydi.
Adam bir restoran açmış. Ertesi gün toptan peynir satan ve kamyonetinin üzerinde hiçbir şey yazmayan bir adam gelmiş. Kaşar peyniri, kilosu 50 liradan satıyormuş. Bizimki bunun nasıl mümkün olabildiğini sormuş. Satıcı anlatmış: "Abi bu dandik kaşar ama kimse ayırt edemez. Bak al bi parça... Zararlı da değil abi, patates püresine yağ ve kaşar aroması koyuyorlar..."
Ertesi gün kıymacı/ köfteci gelmiş. Kilosu 60 liradan sattığı kıymayı övünerek anlatmış: "İçinde et aroması, tavuk deri ve kemikleri, soya vs gibi zararsız (!) maddeler var. Her şey dahil otellerden alan var abi..." Lokanta sahibi ikisini de dükkanından kovduktan sonra bilgisayarını açıp küçük bir araştırma yapmış ve görmüş ki memlekette sahte olmayan bir şey yok:
Acı biber aroması, acıbadem aroması, ahududu aroması, alabalık aroması, ananas aroması, anason aroması, antep fıstığı aroması, ayran aroması, bal aroması, çedar peyniri aroması, ceviz aroması, çikolata aroması, çilek aroması, et aroması, fındık aroması, fıstık aroması, keçi peyniri aroması, kekik aroması, kimyon aroması, koyun peyniri aroması, tereyağı aroması, yoğurt aroması, zeytin aroması, zeytinyağı aroması, ekmek aroması...
"Yahu, ekmeğin bile aroması var. Çakma ekmeği nasıl yapıyorsunuz kardeşim? Neden yapıyorsunuz?" diye çaresizce sormuş kendi kendine... Araştırmaya devam etmiş:
Unun beyazlatıcısından tutun da maya besleyicisine, kahvelere köpük yapıcıdan, köfte kızartılırken hacminin küçülmemesini sağlayan kimyasallara kadar neler neler...
Sonunda dükkanı kapatmış ve bu işe bir daha girmemeye, hatta iyi tanımadığı restoranlarda yemek yememeye karar vermiş...
Bir "Ben demiştim" yazısı daha
Yazıyı 15 Eylül 2020'de bu köşede yazmışım:
"Bir günde 13 vatandaş sahte içkiden hayatını kaybetti. 7 kişinin daha durumu kritik. Yasalarımızda sahte içki yapımına özel bir ceza yok. Kaçak ithal edilen içkiler için kaçak içki satmaya ceza var. Eğer ölümlü bir vaka olursa o zaman adam öldürmeye teşebbüsten yargılanıyorlar. Siz bu satırları okurken bile kim bilir kaç merdiven altında sahte içki imal ediliyor. Duyuyorum, millet evinde şakır şakır rakı imal ediyormuş. Kimse ölmezse, kör olmazsa ceza yok!.. Rus ruletine bakar mısınız?"
Bu yazıyı da 6 Kasım 2024'de kaleme almışım:
"İnternette gördüm, gözlerime inanamadım. Döndüm döndüm tekrar izledim. Çilingir sofrası görüntüsü eşliğinde şöyle deniliyor: 'Tıkla sipariş ver: Etil alkolün tek adresi... Medikal. Kapıda ödemeli, kargo ücretsiz, 96 derece.' Alkollü içeceklerin vergileri ve dolayısıyla fiyatları yükselince herkes kimyager oldu. Akşamcılar evlerinde kendi içkilerini üretmeye başladılar. Hatta iş ufaktan sektöre dönüştü. Sokak aralarında bidonla rakı satanlar türedi. İşin mali kısmı bir yana, toplum sağlığı için büyük bir risk söz konusu. Vatandaş, aldığının etil alkol olduğunu nasıl bilecek? Ya metil alkol ise? En iyimser tahminle, yaptığı rakıdan kör olacak. Çoğunluğu ise ne olduğunu anlayamadan dünya değiştirecek."
İşte aylar, yıllar önce bunları yazmışım.
Çok yoruldum, çok...
Neden mi? Sürekli "Ben demiştim" yazısı yazmaktan...
Seni kim tanısın?
Deprem bilimci Prof. Celal Şengör, konuk olduğu programda "Neşet Ertaş'ın kim olduğunu bilmiyorum, adını duymadım" dedi.
Adına "hoca", "aydın", "kanaat önderi" vs. denilen ama bu unvanı asla hak etmeyen kişilere çarpıcı bir örnek.
Vallahi alınmayın ama Marmara depremi olmasaydı biz de sizi tanımayacaktık beyefendi.
Gün gelecek; insanlık, depremleri önceden tahmin etmeyi hatta onlara çare bulmayı başaracak. O gün kimse sizi hatırlamayacak ama UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası" listesine aldığı Neşet Ertaş'ın "Bozkırın Tezenesi" olduğunu sizler gibi halkından fersah fersah uzakta yaşayanlar dışında herkes bilecek...
Şeref kürsüsü
Antalyaspor ile iki yıllık sözleşmesi olmasına rağmen "Çalışmadığım günlerin parasını almam" diyerek tazminatını kulübe bağışlayıp ayrılmayı kabul eden Aleks De Souza "adamlık" dersi verdi.
Zap'tiye
"Menzil'de şeyh olmak için kavga eden üç kardeşi minareden atın. Hangisi uçarsa o şeyh olsun. Yere düşenler bilin ki sahtedir." (Sosyal medyadan)
Ne demiş?
Erman Toroğlu: "Hakem bakıyor göremiyor ama VAR görüyor. Biz bizimkilere sallıyorduk. Demek ki ithal mallarda da bozuk çıkabiliyor."
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."